Haydin hep beraber “yuhalayalım” Arda’yı!..

İspanya-Türkiye futbol karşılaşmasında “taraftarlarımız”ın yaptığını!..

Hak etti çünkü!..

Sen Türkiye’de yıldızlaş…

Bir “marka” ol…

Sığma Türkiye’ye…

Sığama...

Önce Atletico Madrid’e git...

Sonra da Barcelona’ya transfer ol...

Hadsiz!..

Haddini bilmez!..

Türkiye’nin “futbol çöplüğü”nde gezinmek varken, dünya futbolunun iki “dev” takımına transfer ol!..

Yıldızlar topluluğuna dahil ol!..

Seni gidi kendini bilmez seni!..

***

Hayır, anladık, Arda haddini bilmiyor!..

Ya onu transfer eden Atletico Madridli yöneticilere ne demeli?

Ya Arda’yı Atletico Madrid’ten transfer eden Barcelona’ya!

geri zekâlı mı bunlar?

ya da aptal!

Sen tut, Türk “taraftar”ların Türkiye-İspanya maçında yuhaladığı Arda’yı transfer et!

Olacak iş değil!..

İnsan en azından Türk futbol taraftarları arasında bir “anket” yapmaz mı Arda’yı transfer edelim mi, etmeyelim mi diye?!

Hiç yakıştı mı dünyanın futbol markası iki takımına?!

Cahiller!..

Aslında stattaki Türk taraftarlar İspanyolları yuhalamalıydılar Arda’yı ülkelerine transfer ettikleri için!..

***   

Sahi Türkiye’de kaç ARDA TURAN var?

Var mı?

Bakın bakalım Türkiye’nin üç “büyükleri”ne, kaç ARDA’sı var?

Avrupalı futbol devlerini takip ettiği kaç “yerli”?

***

2015-2016 sezonunda 1. Ligdeki 18 takım, 155 ülkeden 183 oyuncu transfer etmişler. (*)

Yani 183 oyuncu ithal etmişiz.

Diğer ifadeyle satın almışız.

Peki kaç oyuncu ihraç edebilmişiz?

Yani satabilmişiz?

“Bir!..”

Yazıyla “bir”

Rakamla “1”

Utanç verici değil mi?

Peki kim bu “1” futbolcu?

ARDA TURAN…

Hani şu İspanya maçında Türkler tarafından yuhalanan çocuk!..

Ve İspanyolların alkışlarıyla sahip çıktığı!..

Almanya’da doğup-büyümüş ve yıldızlaşmış Türk futbolculardan söz etmiyorum.

Onlar Avrupa takımlarında zaten oynuyorlar.

Ben Türkiye’de yetişmiş “yıldız”lardan söz ediyorum.

Türkiye’de yetişmiş, markalaşmış ve Avrupa futbol devlerinde kendine yer açabilmiş futbolculardan söz ediyorum.

***

Zira bu ülke sporda marka fakiridir.

Kendisi yetiştiremez, futbolcunun kalitelisini de dışarıdan almaya çalışır!

Yabancı futbolcu cennetine, pardon çöplüğüne dönüştürüveririz bu ülkeyi.

Futbolda bilinçli, sistemli başarıların ülkesi değiliz. 

Almanya’da sistem, kendi ülkesinde doğup büyüyen yabancı ülke vatandaşları içinden futbol “yetenekleri”ni bulup markalaştırıveriyor ve dünya futbol piyasasına pazarlıyor.

Hamit Altıntop Türkiye’de değil, Almanya’da doğunca futbol yeteneği fark ediliyor…

Yıldıray Baştürk de…

Ve Nuri Şahin, Mesut Özil de…

Türkiye’de yetişenleri mi soruyorsunuz?

Arada bir ARDA TURAN’lar tesadüfen yetişiyor.

Onu da Avrupa futbol pazarında “yuhalayarak” yok etmeye çalışıyoruz.

Allah’tan stad dolusu İspanyollar alkışlarıyla sarıp sarmalıyor Türkiye’nin futbol zekâsını…

Kendilerine, İspanyol milli takımına karşı oynayan bir futbol yıldızını sahiplenme, alkışlama olgunluğunu gösteriyorlar.

Rakiplerini alkışlama, alkışlayabilme ferasetini ortaya koyuyorlar.

Ferasetini…

yani anlayışını…

yani kabiliyetini…

idrakini…

basiretini…

Bizi mi soruyorsunuz?..

Yani Türk futbol taraftarlarını…

Yuhalıyoruz!...

“yapabildiğimiz” tek şeyi!..

becerebildiğimiz!..  

“YUH” olsun bize!..

(*) Milliyet Gazetesi