Kadın, tıklım tıklım otobüste çığlık çığlığa.

Halk otobüsünde...

"Susmayı bilecekler. Mecbur muyuz gürültülerini çekmeye? Karaböcekler gibi sardılar her yeri. Müdahale etmek lazım canım. Hadlerini bildirmek gerek. Nereden de buldular Amasya'yı!.. Zaten insan olsalar ülkelerini terkedip gelmezler!.. Yazık, Türkiye elden gidiyor!.."

Son iki cümle zihinsel arka plânı faş ediveriyor ortalık yere... 

*** 

Otobüsün en arka koltuğunda Iraklılar...

Ya da Suriyeli...

Pusmuş kalmışlar!..

Bir kıstırılmışlık duygusu yüzlerinde...

Anlamıyorlar belki söylenileni, ama hakaret edildiğini bal gibi de biliyorlar.

Ücret vererek bindikleri araçta mahsurlar adeta.

Bedelini ödeyerek oturdukları koltuklarda itibarsızlaştırılıveriyorlar...  

"Yüksek sesle" konuşmaları hakaret edilmek için yetiyor!..

*** 

Hem ne demek "karaböcekler?" 

İnsanı bir "hayvana" benzetme küstahlığı...

Sizi "insan" yapan şey ne?

Ya da onları "hayvan"a indirgeyen?

Hangi ölçünüz?

Hangi etnik özelliğiniz? 

kriteriniz...

sıfatınız...

inanç siteminiz...

ahlâkî disiplininiz...

ya da ideolojiniz...

Hangisi?...

***

Pardon! Atalarımız Anadolu'ya nereden gelmişti? 

Yani Arapların içine...

Ermenilerin...

Rumların...

Bizanslıların yurduna... 

Süryanilerin...

ve Kürtlerin...

*** 

Sahi niçin terketmişlerdi atalarımız özyurtlarını?  

Iraklılar ya da Suriyeliler için, "Zaten insan olsalar ülkelerini terkedip gelmezler!.." demişti ya hani bayan, bayanın ataları da olan atalarımız insanlıklarını unuttukları için mi Ortaasya'yı terkedip gelmişlerdi Anadolu'ya!

Peki geçen yüzyılda Kafkaslar'dan Anadolu'ya gelenler?

Gürcüler...

Çerkezler...

Ya balkanlardan gelenler?

Boşnaklar...

Pomaklar...

vs...

Onlarda da mı yoktu adamlık?

*** 

Ha bir de 80'li yıllarda bu toprakları terkedip Batı'ya sığınan siyasi suçlularımız vardı.

Vatandaşlıktan çıkarılan.

Hain!..

Satılmış!..

*** 

Peki nedendir ataları bu topraklara göçebe gelmiş bir kadının, sonradan gelen göçebeleri aşağılaması?

Neydi onu ürküten?

korkutan...

Göçerek geldikleri bu topraklardan sürülüp çıkarılmak mı?!

*** 

Bu toprakların irfanı nasıl davranmıştı "sığınanlara?" 

Bu toprakların mayasında var mıydı sığınanı kovmak?..

Aşağılamak...

Hakaret etmek...

*** 

Yanılmıyorsam Yaşar Kemal'in "İnce Mehmet"inde okumuştum.

Jandarmanın kovaladığı "eşkiya" sığınmıştı da bir konağa, konağın sahibi "zül" saymıştı "sığınmış" olanı askere vermeyi...

teslim etmeyi...  

Ve hatta askerle çatışmayı da göze almıştı...

***

Neden taşınır insanlar yeryüzünde oradan oraya?

Kıtadan kıtaya... 

Bir keyfiyet midir bu?

Ya da mağduriyet...

Hatta mecburiyet...

ölüm korkusu belki...

ve belki de "yaşama" arzusu... 

*** 

Halk otobüsünün arkalarında oturan bayan, ön tarafta ayakta duran orta yaşlı bir beyefendiye sesleniyor herkesin duyacağı bir şekilde:

"Beyefendi, siz orada ayakta kaldınız, ben burada rahatsız oldum. Lütfen buyurun. Ben kalkayım da siz oturun." 

Hemen arkasında oturan Araplara kin kusan bayanın, ayakta duran "vatandaş"ına duyduğu hassasiyet "göz yaşartıcıydı!.."