Yıllardır çatışan toplumda "barış"ın bizatihi kendini konuşmak neredeyse bir başka çatışma-savaş nedeni olmak üzere.
"Barış" diyen, barışın peşine düşen, "aldatılmış" bir zavallı oluveriyor!..
aklı kararmış...
aklı ermeyen...
akılsız...
aklı yitik...
kafası karışık...
ve yüzü kızarmaz!..
***
Ulusalcı/Türkçü ideolojinin insanı getirdiği yerdir burası.
Kendine "tapınma!.."
***
Dücane Cündioğlu, "Cumhuriyet, geçmişi olmayan 'şimdiydi'." diyor.
"Geçmişi olmayan şimdi..."
Yani geleneği olmayan.
Zira gelenek, geçmişte üretilendir.
Ve ürettiğimiz gelenek kadardır tarihsel hafızamız...
derinliğimiz...
***
Cumhuriyetle birlikte üretilen "Türkçülük", geçmişi olmayan bir "şimdi"dir.
Geleneği olmayan...
O nedenle de tarihsel hafızası ve derinliği olmayan...
Osmanlı'dan bihaber "Türkçülük"tür sözünü ettiğim.
Osmanlı, cumhuriyetçi ideolojinin değil, Anadolu'da yaşayan tüm halkların "geçmişidir".
Ve Selçuklu...
Ve Ahmet Yesevi'nin alperenleri...
Mevlana... Yunus Emre... Hacı Bektaş...
***
Evet cumhuriyet dönemi "Türkçülüğü" Osmanlı'yı tanımıyor.
Selçuklu'yu da...
Selçuklu'nun ve Osmanlı'nın bu coğrafyanın kültürel çeşitliliğiyle kurduğu ilişkiyi de bilmiyor Cumhuriyet dönemi "Türkçülüğü"...
Bilmiyor değil, reddediyor aslında.
Reddediyor Osmanlı'nın bu coğrafyanın kültürel çeşitliliğiyle kurduğu ilişkiyi.
***
Ortaasya'dan gelen alperen gazilerin, Anadolu'nun kültürel çeşitliliğinden yarattıkları ahenk, Selçuklu'yu ve Osmanlı'yı bu topraklara mayalamıştır.
Anadolu'nun tespih tanesi gibi dağınık dillerini "yok saymadan", "zayii" etmeden bir ipe ahenkle dizme yeteneğidir Türklerin yaptığı.
Sevgiyle...
Muhabbetle...
"Bu işi atla, silahla yapmak isteyen Moğolların akıbeti ortadadır." diyor Mümtazer TÜRKÖNE.
Ve Amasya Üniversitesinde verdiği konferansta bir şey daha söyledi TÜRKÖNE: "Şöyle diyordu Karamanlı Mehmet Bey:
‘Bugünden sonra hiç kimse sarayda ve divanda ve meclislerde ve seyranda Türk dilinden başka dil kullanmaya.'
"Osmanlı'ya istikamet veren Oğuz Beyleri, Karamanlı'dan farklı bir yol ve yöntem benimsedi. Kimsenin dilini, dinini yasaklamadı..."
Karamanlı bir beylik olarak silinip gitti.
Osmanlı da beylikten imparatorluğa evrildi.
Ulusalcı ideolojinin inşa ettiği "Türkçülük", Anadolu'nun çok dilli kültürel dokusunu anlamaktan uzaktır.
Dolayısıyla Osmanlı'ya da...
Cumhuriyetin ulusalcı Türkçülüğü, Türklüğü anlamaktan da uzaktır dolayısıyla.
***
Ortaasya'dan Anadolu'ya ve Avrupa'nın içlerine sokulan Türklerin İslam'dan beslenen bir medeniyet tasavvurları vardı.
Medeniyet kurma iddiası, tüm insanlığa söyleyecek sözü olanların işidir.
Tüm insanlığa...
Farklı dinlere, dillere, kültürlere...
Tehdit etmeden, yok saymadan, inkâr etmeden.
Farklılıkları homojenize etmeden, "bir ve aynı" yapma hezeyanına düşmeden.
Herkesin "kendi" kaldığı, kalabildiği bir medeniyet tahayyülüdür, muhayyilesidir anlatmak istediğim.
Ortaasya'dan Anadolu'ya ve Avrupa'nın içlerine sokulan Türkler, böyle bir medeniyet muhayyilesi olan insanlardı...
Anadolu'nun çeşitliliğinden bir medeniyet hikâyesi çıkarmış insanlardı Türkler.
Cumhuriyet dönemi "Türkçü"lerinin, Anadolu'da "atalarının" yazdığı "medeniyet hikayesinden haberleri yok...
Ve bu "Türkçülük" tutkusu, Türklerin atalarının son yurdunu da bölünmenin eşiğine getirmektedir.
Ne diyordu Mümtazer TÜRKÖNE son yazısında:
"Allah Türkleri, ‘Türkçülerden' korusun."
Ne diyelim?
"Amin."