Sabahın yedisi...

Güneş henüz teşrif etmedi şehrin üzerine.

Sessiz sokaklarda alacakaranlık hüküm sürmede.

***

Lisenin etrafındaki sokakların izbe kuytuluklarında kız çocukları...

Beton duvarların üzerinde...

ayakta kimisi...

Liseli hepsi...

Ağızlardan çıkan sigara dumanlarında belirsiz yüzler...

Sisli...

Sigara sarasına tutulmuş gibiler...

İlk derse başlamadan önce "dumandan enerji" depoluyorlar adeta!

Ne kadar da çoklar...

***

Belediye otobüslerinden inen kızlı-erkekli grup yürümüyor akıyor adeta okula ve ara sokaklara doğru...

Bir haytalık yürüyüşlerde...

Ölçüsüz, terbiye edilmemiş...

Sözcüklerde bir hoyratlık...

Kabalık...

Küfür hatta...

Rahatsız edici bir "iletişim" dili... 

Ne zaman, kimden, nasıl öğreniyorlar bu sokak argosunu!..

Çocuklukları okullarda geçmiş bu gençleri ne zaman ele geçirmiş sokaklar!..

Ve sokağın terbiye edilmemiş dili...

***

Çocukluğun saflığını, temizliğini ne çabuk kirletiyor aradan geçen kısacık yıllar...

Okul yılları hatta...

İlkokul ve ortaokuldan sonra lise...

Ne çabuk ve ne aralık teslim alıyor çocukları bu toprakların irfanından uzaklık hali.

 ***

"Okul çok iyi." diyor biri...

"Neden?" 

"Bir kere arkadaşlık mükemmel...

İstediğinde derse girmiyorsun!

Ama hocalar çekilmiyor..."

Hocalar çekilmiyorsa eğer, okulun iyiliği de ne ola?

Hocaların "çekilir olmadığı" bir okul, okul mudur ki? 

*** 

Yüzlerce, belki binlerce deneme sınavlarından arta kalan çocuklar bunlar...

Binlerce soru testlerde.

Onca soruya verilen binlerce cevap.

Ve okumayı zihinlerinde çoktan bitirmiş gençler...

***

Çocukluklarını yaşatmadığımız gençler.

Tepelerine çullandığımız.

Ve başarısızlığa mahkum ettiğimiz.

***

Onlar yaşayamadıkları çocukluklarını yaşıyorlar gittikleri lisenin etrafındaki ara sokaklarda.

Geçmişteki yitik zamanlarını yaşıyorlar şimdiki zamanda...

Çocuksu uçarılıklar ve aşırılıklar hepsinin üzerinde...

Ölçüsüzlük... Kuralsızlık...

Ve her şeye karşı bir meydan okuma hali...

ayıba... günaha... geleneğe...  

***

Ne ülkenin dağlarında sürüp giden ölümlere çare olabilecek bir cümle kuruyorlar, kurabiliyorlar, ne de böyle bir dertleri var.

Ülkesinde ve dünyada sürüp giden haksızlıklara ve zulümlere karşı itiraz geliştiren bir "genç öğrenci ruhu" da gözükmüyor...

Bu coğrafyanın ulularına, erenlerine, bu topraklarda üretilmiş medeniyete  karşı bir reddi miras hali içindeler sanki.

Mevlana bir şey üflememiş kulaklara...

Hacı Bektaş-ı Veli de...

Gelip geçmemişler bu topraklardan!..

Buluşturamamışız çocukları bu coğrafyanın gönül erenleriyle...

Gönül yapıcılarıyla...

Medeniyet kurucularıyla... yapıcılarıyla... inşaa edicileriyle...