Öğrenciler yani.

Mini minnacık...

Altı-yedi yaşlarında hepsi.

Birinci sınıf öğrencileri...

Öğretmenin oluşturduğu kuyruğa girmiş, sıralarını bekliyorlar...

On dakikalık kısacık teneffüsün sabırsızlığı hepsinin üzerinde... telaşı ve heyecanı...

On dakikada beslensin mi, oynasın mı, tuvalete mi gitsin? Nasıl da yavaş ilerliyor kuyruk!..

 ***

Bir dede...

Elinde birinci sınıf öğrencisi torunuyla ilerliyor kuyruk boyunca!..

Geçiyor en öne!..

Eğiliyor kuyruğun en önündeki öğrencinin üstüne!..

Görünmez oluyor en öndeki çocuk!..

Ufacık pencereden sokuyor elini dede!

Torununun işaret ettiği yiyecekleri alıyor tek tek, "Bu mu?" diye soruyor torununa...

Şımarıyor torun haliyle. Bir onu gösteriyor, bir bunu...

Kuyrukta minikler beklemede!..

Dede bir türlü ayrılamıyor kantinin ufacık tezgâhının önünden.

Kolundaki torunu, dedesinin sağladığı "avantajın" tadını çıkarmada.

Kuyrukta bekleyenler, "güçlü olmanın" avantajını ilerde kullanmak umuduyla kaydediyorlar zihinlerinin bir köşesine!..

Güçlü olmanın "haklı olmak" için yeterli olduğunu öğreniyorlar dedenin davranışından...

Keşke şimdi onların da ellerinden tutan bir dedeleri olsaydı.

Anneleri...

Ya da "dayı"ları...

Onlara üstünlük sağlayacak bir "güç" olsaydı yanlarında.

Bir "güçlü..."

 ***

Sonra bir anne geliyor elinde çocuğuyla.

O da ilerliyor kuyruk boyunca...

Eğiliyor kantin tezgâhına...

Öğrenci Kuyruğun en önünde iki yetişkin!..

Dede sağında kuyruğun, anne solunda...

Boğmuşlar sıradaki öğrencilerin önünü...

İki "yetişkin!.."

İki "güçlü!.."

Gasp ediyorlar onca çocuğun hakkını!..

Onca çocuğun...

Onca güçsüzün...

Zayıfın...

***

Bir de öğretmen geliyor kendine simit almak için...

O da "meslek avantajını" kullanarak yok ediyor kuyrukta bekleyen minikleri "haklarını..."

 ***

Kuyrukta ya da sırada beklemenin çocuklara ait olduğunu düşünüyor olmalı öğrenciler!

"Zayıflar içindi sanki sıra beklemek...

güçsüzler için...

güçlü bir yakını, dayısı olmayanlar için(!)

 ***

İşimizi "güç" üzerinden görmeyi böyle öğreniyoruz!.. büyüklerimizden!.. yetişkinlerden!..

Haklı olmanın "güçlü olmak" anlamına geldiğini böyle öğretiyoruz çocuklarımıza!

Hem de "okulun" bahçesinde!..

 ***

Bu yüzden işçisiyle yemek kuyruğuna girmiş patronu bulmak güçtür bu ülkede...

Öğrencisiyle kuyruğa girmiş öğretmeni de...