Sosyal medyada İsrail mallarına boykot çağrısı var!

Aşağıdaki site Yahudi ürünlerinin listesini vermiş:

(http://www.amerikadabirgun.com/israil-mallari-ve-boykot/)

Sana yağı kullanmayın.

Başka?!

Komili yağını da…

Başka?!

KNOR. LİPTON. FANTA. NESCAFE. NESTLE. PİZZA. BURGER KİNG. STARBUCKS. ALGİDA. KENT. HAYAT SU.

Şunları da giymeyin:

NIKE. PUMA. ADİDAS. REEBOK. LEE. LEVI’S. FILA. LACOSTE. VAKKO. POLO. CATERPİLLER. PARİZYEN.

Şunlarla temizlenmeyin:

İPANA. ARIEL. ALO. PRİMA. ORAL B. GİLETTE. BLENDAX. ACE. SİGNAL. CİF. DOMESTOS. ELİDOR. LUX. CLEAR. OMO. YUMOŞ. RİNSO. AJAX. COLCATE. PERSİL. TURSİL. HACI ŞAKİR(!). VERNEL. PRİL..,

Şu akaryakıtları kullanmayın:

SHELL, BP.

***

Gelelim en ironik olanına:

Google ve Facebook’u da kullanmayın!

Tavsiyede bulunan “biçare”, bu bildirisini, “kullanmayın” dediği Google üzerinden duyuruyor.

Alın size komedinin hası…

Trajedinin hatta…

***

Meğer beslenmemiz Yahudilerin elindeymiş!

Biz “uyurken” teslim almışlar mutfağımızı!

Meğer Yahudilerin deterjanları sayesinde “temiz” kalıyormuşuz!

Temizleniyormuşuz!

Yahudi diş macunlarıyla “gülümsüyormuşuz” hayata!

***

Bunları almayacakmışız!

Güzel!

Ne koyacaksınız yerine!

***

Biz Müslümanlar, CocaCola gibi bir dünya markası yaratabildik mi?

Neden kendi içeceklerimizi markalaştıramadık.

Şalgam suyunu meselâ…

Neden lahmacunu dünya mutfaklarına sokamadık.

Çiğ köfteyi?..

***

Yahudiler, onca temizlik ürünleriyle piyasayı ele geçirirken biz Müslümanlar neredeydik acaba!

Çamaşırlarımız İsrail’siz temizlenemez hale gelmiş!..

***

Gençlerin giydiği markalara bakın.

NIKE. PUMA. ADİDAS. REEBOK. LEVI’S. FILA. LACOSTE. VAKKO. POLO. CATERPİLLER. PARİZYEN.

Meğer onca yıl İsrail “yürütmüş” gençlerimizi(!)

***

İsrail kötü...

anladık… 

Bir terör devleti…

onu da anladık…

Uyguladığı tam bir faşizm…

o da tamam…

***

Şunu bir itiraf edelim.

Geride kalışımız öndekinin hızıyla alâkalı değil, bizim yavaşlığımızla alâkalı olabilir mi acaba?

Tembelliğimizle.

Bir başka ifadeyle, kötülük varsa, bu, “kötünün”, “kötü olanın”  gücünden değil, “iyiliğin” “iyi olanın” güçsüzlüğünden olamaz mı?

İyilerin etkisizliğinden…

cesaretsizliğinden…

korkaklığından…

***

Hiç kuşkusuz kötüye kötü diyeceğiz. Buna bir itiraz yok.

Peki, kötüye kötü deyince kötü olanda bir “hal değişikliği” oluyor mu?

Bütün mesele kötüyü, kötü olanı “etkisiz” kılacak bir halin bizde olmaması değil midir acaba!

Kötüyü güçlü kılan, “silahın/yöntemin/gücün/stratejinin ya da bilginin bizde de olmaması.

Türkiye’den söz etmiyorum.

Dünya Müslümanlığıdır kastım.

Dünya Müslümanlığının rezilliği…

etkisizliği…

bir birinin kanını içiciliği.

Kanla temizleniyor(!) Müslüman dünya.

Kanla besleniyor! Birbirinin kanını içerek!

Döktüğü kan üzerinde yürüyor…

Kendi kanı üzerinde…