TEMİZ ELLER
1990’lı yıllardı.
Herkesin dilinde bir “Temiz Eller” repliği.
Çıkış yeri İtalya…
Yolsuzluklara batmış bir devlet ve o devletin yöneticilerine karşı açılmış Hukuk Savaşı’nın adıdır Temiz Eller…
Mafyatik ilişkiler ve rüşvetlerle kirlenmiş, kirletilmiş bir devletin, “hukukla” temizlenmesinin adı.
Kahramanı bir savcı…
Adı: Antonio Di Pietro…
Hukuku, yani adaleti, yani ahlâkı devlette hâkim kılmaya çalışan bir kahraman.
***
Kimler yok ki bu kirliliğin içinde.
Ve kirletenlerin…
Mafya üyeleri meselâ…
Siyasi partiler…
Başbakanlar…
Onlarca bakan…
Yüzlerce milletvekili…
Devlet yöneticileri…
Üst düzey bürokratlar…
İşadamları…
Belediyeler…
Yüzlerce…
Alıp-verilen rüşvet tutarının 4 milyar Dolar olduğu ortaya çıkar. (Türk lirası karşılığı trilyonlarca lira)
***
Savcı Antonio Di Pietro, üç yardımcısıyla binlerce kişinin ifadesini alırlar.
Tutuklama kararları verilir…
***
Sonuçta bazı partiler ortadan kalkar/kapanır…
Suçları ortaya çıkanlardan İntihar eden siyasetçi ve işadamları olur.
Hakkında tutuklama kararı çıkan eski Başbakan ve Sosyalist Parti Genel Başkanı Bettino Craxi, Tunus’a kaçar ve bir daha ülkesine dönemez...
Orada ölür…
***
Yıl 1750…
Alman Prusya Kralı Büyük II. Frederick Berlin yakınlarındaki Postdam ormanlarında gezinirken, alçak bir tepe üzerinde durur.
Buraya güzel bir saray yapmaya karar verir. Ancak bir engel vardır. Bu engel, tepedeki küçük bir yel değirmenidir.
Kral, değirmeni satın almak ister. Fakat değirmenin sahibi “Hayır” der… Çok para verilir ancak değirmenci kabul etmez.
“Bura bana babamdan kaldı. Babama da babasından… Ben de çocuklarıma bırakacağım.” der.
Kral hiddetlenir:
“Sen benim Prusya Kralı Friedrich olduğumu bilmiyor musun yoksa?” diye gürler.
Değirmenci;
“Senin kral olduğunu biliyorum. Ama ben de bu değirmenin ve arazinin sahibi Sans-Souci’yim.”
Kral köpürür ve;
“Madem benim kim olduğumu biliyorsun, o halde zorla alabileceğimi de biliyor olmalısın. Benim binlerce askerim var. Senin kimin var?”
Değirmenci, telaşa düşmeden o ünlü sözü söyler:
“Berlin’de hâkimler var. Ben de onlara güveniyorum.”
1750 yılında bir değirmenciyle ülkenin kralını “eşitleyen” bir hukuk algısı.
Kral, böyle bir ülkenin kralı olması hasebiyle gururlanır. Değirmenin daha altında olan tepeye sarayını diker ve adını da değirmencinin ismi olan Sans-Souci Sarayı koyar.
Kralın arka bahçesinde bir değirmen ve değirmenci...
Adaletin/hukukun gücü, kral ile değirmenciyi “dost/komşu” eder.
***
Darısı, adalet/hukuk yoksunu ülkelerin/halkların başına.