Oruç…
Yemeden içmeden kesilme…
Nefse meydan okuma…
Kulluğun gereği…
Ve Allah’a inanmanın.
***
Sadece yemeden-içmeden kesilme midir oruç?
İştahtan ve şehvetten kesilme midir?…
Başka neyin orucu tutulur ki?
***
Meselâ “öfke” orucu tutulmaz mı?
“kin” orucu…
“nefret” orucu…
***
Hased orucu tutulmaz mı meselâ…
çekememezliğin…
kıskançlığın…
sevgisizliğin orucu…
***
Politik hırlaşmanın orucu olmaz mı ya da?
Hakaretleşmenin, politik rakibine hakaret etmenin orucu…
Bir birini aşağılamanın…
Politik iftiranın…
Ve politik gıybetin orucu…
***
Meselâ “kibir” orucu olmaz mı?
“Büyüklenme”nin orucu…
Malını-mülkünü yoksulun gözüne sokmanın orucu…
lüksünü… konforunu…
Zengin iftar sofralarını sosyal medya üzerinden paylaşmanın orucu olamaz mı?
***
Politik kayırmacılığın orucu yok mudur meselâ?
Ya da kendi adamını, kendi partisinden olanı işe almanın orucu?
“Liyakat” sahibi olanı değil de “adamı olanı” işe almanın orucu…
***
Kul hakkı yemenin orucu olmaz mı meselâ?
Haksız kazanç elde etmenin orucu?
Aldatmanın… Yalan söylemenin…
***
Tüm İslâm dünyası kan revan içinde.
İç savaşlar…
Açlık…
Yoksulluk…
Eşitsizlik…
İnsanca yaşam yoksunluğu…
***
Kendinden kaçan Müslümanlar…
Kendinden… Müslüman kardeşinden…
Hem de Batı’ya doğru… Hıristiyan dünyaya…
***
Mesele orucu tutmak değil galiba.
Mesele oruca tutulmak…
Tut bizi ya “ORUÇ…”
Tut bizi…