• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Üyelik Girişi
ANI ÖYKÜLERİM

“ŞİDDET, YETERSİZ ZEKÂNIN EYLEMİDİR.”

Evet böyle okumuştum.

“Şiddet, yetersiz zekâların eylemidir.”

Şiddet…

Fiziksel şiddet…

Ya da sözel…

***

Kendini ifade edememe beceriksizliğidir şiddet….

Kendini anlatamama…

Var olan bir sosyal, siyasal ya da felsefi sorunu konuşabilecek bir alt yapıya, kültüre sahip olamama hali.

***

Kürsü…

Hitap edebilmenin yeri…

Kendini anlatabilmenin…

Derdini ifade edebilmenin yeri…

Fikrini…

Felsefesini…

Tabi varsa bir fikri…

Düşünce derinliği…

***

Elbette dinleyebilmek de bir “erdemdir…”

“Ahlâktır…”

Aslolan “sözün karşıya” gidebilmesidir.

Yani seviye meselesidir.

Bir düzey meselesi…

***

Kürsüden sarf edilen gayr-ı ahlâkî sözler “seviyenizin” altındaysa yapılacak olan şey ortamı terk etmektir.

Seviyesiz olanı sarf ettikleriyle baş başa bırakmaktır.

Ağızdan çıkan hakaret, karşıda muhatap bulamazsa söyleyene geri döner.

Bir halk deyimidir:

“Cahille cahil olma…”

“Çocukla çocuk olma…”

***

Siyaset bir disiplindir…

Bir “Toplum bilimleri” dalı…

Topluma dair sorunların “karşılıklı” konuşulabildiği, çözümüne uğraşıldığı bir alan.

***

Maalesef Türk siyasetinin hastalığıdır rakibiyle konuşaMAmak…

Rakibini yok saymak…

Aşağılamak…

Düşmanlaştırmak…

Şeytanlaştırmak…

Vatan ya da din düşmanı gibi görmek… göstermek…

Zira Türk siyasetçisinin kendi “zaafını” görmeye tahammülü yoktur…

Kendi yanlışını, hatalarını...

***

Demokrasinin çarpıcı tanımı gibi bir mottoyla bitirelim sözü:

“Tartışmada asıl kazanan, “kaybeden” taraftır.

Zira rakibiniz size açık alanınızı göstermiştir…”

Hava Durumu
Saat