Acaba diyorum bizim kadar sokağına, kaldırımına:

Sigara izmariti atan,

tüküren, sümküren,

boşalmış sigara paketini buruşturup atan,

içtiği içeceğin pet ya da plastik ya da cam şişesini kaldırımlara, yollara atan gelişmiş, medeni bir ülke var mıdır?

*** 

Yaya kaldırımlarına araç park ederek yaya hakkını gasp eden,

Daha başta şehri plânlarken araç park yerlerini plânlamayan,

Bisiklet yollarını hiç düşünmeyen bir modern şehir var mıdır? 

Olabilir mi? 

Ve kaldırımında motor ve bisiklet koşturan… makas atarak!.. motorunu bağırtarak!..

***  

Şehri plânlarken o şehrin çocukları için oyun alanlarını, parklarını düşünmeyen, şehrin içinde halkın gidebileceği mesire ya da park yerleri plânlamayan bir modern, medeni şehir düşünülebilir mi?  

***

“Yaşlı çınarların gölgelediği bir Belediye Çay Bahçemiz, Belediye Parkı’mız vardı. 

O çınarları kestik ve yerine bir beton yapı diktik…

Amasyalı olarak “sesimiz” çıkmadı!.. 

Tepki vermedik… veremedik…

Seyrettik şehre ait bir “hafıza”nın yok edilişini…

*** 

Borsa İlkokulu’nun batı tarafındaki park ve parktaki ağaçlar yok edilirken “şehrin halkı” değil, Amasya Üniversitesi öğrencileri eylem yapmışlardı. 

Bastırıldı tabi ve park yok edilerek petrol istasyonu yapıldı…

*** 

Şehrin içinden geçen ırmağın “YEŞİL”ini kirli, bulanık bir renge ve çöplüğe çeviren gelişmiş, medeni, modern bir şehir olabilir mi? 

YTÜ/Yıldız Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Plânlama bölümünden bir profesör şöyle demişti:  

“Dünyada, içinden nehir geçen “tarihi” şehirler çok azdır. 

Bunlardan birisi de Amasya’dır. 

Ve bir şehir ancak bu kadar mahvedilebilir!..”  

*** 

Kentlileştiremediğimiz bir köylülük her yerde… 

Köyde doğdum büyüdüm… Köylülüğü küçümsedeğimi sanmayın…

Ayrı bir kültürdür köy…

Hayvanlarıyla… ormanıyla… tarlasıyla… 

ve dili de ona göredir…

“Ho!” deriz önümüzde otlattığımız hayvana…

“Oha!” deriz hayvanı durdurmak için.

“Çüş!..” deriş önümüzdeki eşeği yürütmek için.

Bu terimleri yani hayvanlara karşı kullandığımız terimleri şehrin sokaklarında birbirimize karşı kullanır olduk.

İnsan insana…. 

Yaşlısı-genci, herkes…

*** 

Oysa kentlilik kültürü tüm bu söylemlerden muaftır… 

muaf olmalıdır…

Eskiden, şehirde yaşayıp, köye izne gelenlerin “kentli” bir dili olurdu ve köylü buna “dil kırmak!” derdi. 

Şehirlilikti bu… 

Şehirliliğiniz kullandığınız dille anlaşılırdı…

Kentliliğiniz… 

Modernliğiniz…

Medeniliğiniz…

Zira şehir “Medine”ydi…

Medine de “medeniyetti…”

Yitirdik!…