2022 yılı başında mazotun litresi 12,94 TL
2023 Ağustos’unda ise mazotun litresi 38,79 TL
%300 bir artış…
***
Şehrin meydanında kitlenen trafik…
Adım adım ilerleyen…
İçlerinde en fazla 1-2 kişinin olduğu otomobiller…
yüzlerce…
Kimsenin yürümeye niyeti yok…
Demek ki yürümeyi gerektirecek, kontağı kapattıracak kadar pahalı değil yakıt fiyatları!
Biraz daha mı zam yapılsa diyesi geliyor insanın?!..
***
Onlarca tur otobüsü…
Eli flâmalı turist rehberinin arkasında yüzlerce turist ırmak boyunda…
Yerli hepsi de…
***
2022 yılı başında altının gramı 795 TL
2023 Ağustos’unda 1700 TL
%250 artış.
***
Kuyumcular tıka basa…
Kuyrukta insanlar…
Tomar tomar bantlı paralar para sayma makinelerinde!..
İnanmayanlar gidip şehrin en işlek kuyumcusunu dışarıdan biraz gözlemlesin…
***
Şehrin alış-veriş merkezi otoparkında aracınızı park edecek yer bulamıyorsunuz. Özellikle giyim-kuşam mağazalarında müşteriler…
Giysi seçen-beğenen…
Kasada ödeme yapmak için sıra bekleyenler…
İnanmayanlar, zamanı olanlar gidip gözlemleyebilir.
***
2022 yılı başlarında ekmek 2-2,5 TL idi.
2023 Eylülünde ekmek 7,50 TL…
%375 artış…
***
Bir bölüm gazete manşetlerine bakıyorsunuz…
Ülke batıyor!…
İnsanlar yoksulluk, açlık içindeler…
Evine ekmek götüremeyen yoksullar…
Çocuğuna bir çikolata dahi alamayanlar!...
***
Bir başka gazeteye bakıyorsunuz…
TÜRKİYE YÜZYILInda uçuyoruz…
Herşey güllük gülistanlık…
Herkes hayatından memnun…
***
Televizyon kanallarında çöplükten sebze toplayanlar…
yüzleri kapalı…
utangaç…
Bayat ekmekle kahvaltı yapanlar…
***
Diğer kanallarda hayatından memnun insanlar…
mutlu…
mesut…
geçim derdi olmayan…
***
Bir TV kanalında çocuğuna kalem, defter alamayanların feryadı!..
Diğerinde 100 binle 300 bin lira arasında değişen özel kolej fiyatları!..
***
Birinin YOK dediğine VAR diyenler…
Biri YOKSULLAŞIYORUZ sloganı atıyor…
Diğeri ZENGİNLEŞİYORUZ diye karşılık veriyor…
“TÜRKİYE YÜZYILI’nda uçuyoruz sloganlarına…
“ZAM YÜZYILI” sloganlarıyla verilen cevaplar…
***
Nasıl bir ülkede yaşıyoruz?
Bu kadar derin zıtlık…
Bu kadar çelişki…
Bu kadar farklılık…
Normal bir ülkede miyiz?...
Ve biz normal insanlar mıyız?
Bu kadar zıtlığı ve derin çelişkiyi bir arada yaşamanın sosyolojik tanımı var mıdır?
Ya da sonuçları nedir?
***
Sultan temel gıda maddelerine bir miktar zam yapmış…
“Hele bir çıkın sokağa.” demiş. “Halk zamlar için ne diyor?”
Görevliler sokağı gözlemleyip, gelmişler padişaha:
“Sultanım halk sızlanıyor. Yandık, bittik diyorlar.”
***
Sultan:
“Biraz daha zam yapın.” demiş.
Yapmışlar…
Sultan:
“Tekrar çıkın bakalım sokağa, kullarım ne diyorlar?”
Çıkmış hafiyeler sokağa.
Halkı dinlemişler:
“Sultanım, halkın şikayetleri çok arttı. Bağırıp çağırıyorlar.”
***
“Biraz daha zam yapın.” demiş sultan.
Şimdi çıkın bakın bakalım halk ne diyor?
Çıkmış gözlemciler sokağa. Gözlemlemişler ve sultanın karşısına çıkmışlar.
Sultan:
“Nedir kullarımın tepkisi?” diye sormuş.
“Sultanım!” demiş hafiyeler:
“Halk sokaklarda gülüp oynuyor. Göbek atıyor. Çok mutlular.”demişler.
Sultan:
“Bu iyiye işaret değil. Kullarım ‘oynatmak’ üzere. Zamları durduralım.” demiş.
***
Ne diyorsunuz?
Sokaklara çıkıp, gülüp, oynasak mı?!
Gerdan kırıp, göbek mi atsak?!