Sınavlar… Sınavlar… Sınavlar...
Birkaç saate sığdırılan hayatlar…
Ve geleceğimiz…
***
Yıllarca okuyup, bitirmeye hak kazandığımız eğitimimizin “hiçleştirildiği” sınavlar.
Dört yıl eğitim fakültesinde okuyup, öğretmen olmaya hak kazandığınızı kanıtlayan diplomanız bir anda değersizleşiveriyor.
Ve okulunuz da…
Hem de birkaç saatlik bir sınavla.
***
“İhtiyaç fazlası” öğretmen yetiştiren fakülteler…
Hemen her ilde… İlçelerde hatta…
***
2020-2021 verilerine göre atama bekleyen öğretmen adayları sayısı 500 bin civarında.
Devletin ihtiyacı ise 75 bin civarında…
İhtiyaç fazlası 100 binler…
İşsiz…
Hem de yıllarca süren eğitimlerinden sonra…
Ve harcanan onca emek…
Onca para… İsraf edilen…
Bir ülke çocuklarına ancak bu kadar zulmedebilir…
Ancak bu kadar insan israf edebilir…
***
Yeditepe Üniversitesi ve MAK Danışmanlık işbirliği ile yapılan “Gençlik Araştırması” sonucuna göre:
Bu ülke 18-29 yaş aralığındaki gençlerinin:
%76’sı “daha iyi bir gelecek” için yurt dışına gitmek istiyor.
%50’si mutlu olmadığını ifade ediyor.
%77’si “torpilin yetenekten daha etkili” olduğuna inanıyor.
***
Bu ülke, bu ülke yetişkinleri, bu ülke yöneticileri:
Gençlerinin %77’ni küstürmüş…
Bu ülkede kendisi için güvenli bir gelecek görmüyor.
En vahimi de gençlerin %77’si yeteneğin değil, torpilin daha etkili olduğuna inanıyor.
Liyakatin değil, siyasetin etkili olduğuna…
Utanç verici değil mi?
Sakın buradan siyaseti, siyasetçiyi suçlayıcı bir imada bulunduğumu sanmayın.
Bu çift taraflı bir “pazarlık”tır.
Talep eden halkla siyasetçi arasındaki bir pazarlık…
Sırf siyasete, siyasetçiye yakınlığı nedeniyle çocuğunun işe alınmasına kaç babayiğit:
“Hayır kardeşim! Benim çocuğumu değil, kim liyakat sahibiyse, kim hak ediyorsa onu işe alın.” diyebilecek dürüstlüğe sahip.
Bunu diyecek kaç “imanlı” çıkar?
Kaç ahlâklı!..
kaç yürekli!..
kaç adaletli!..
kaç kahraman…?!
Bu ülke gençliğinin %77’si liyakat değil, siyaset önemli diyorsa, bu utanç sadece siyasetin değil, bu ülke siyasetini kendi içinde üreten topluma aittir.
Devam edeceğim inşallah