Bir fotoğraf...
Sosyal medya ekranlarında...
Elinde tam otomatik silahla öldürmeye cehdetmiş bir İsrail askeri...
Ve karşısında, tüm Filistin'in hıncını topladığı yumruğunu o askere sallayan bir kız çocuğu...
Ve değerli dostum resmin altına şu notu yazmış:
"İsrail askerleri öldürür, zulmeder ama tecavüz etmez! Çünkü aldıkları dini ve ahlâki eğitim buna izin vermez..."
Ne büyük "aforizma(!)" değil mi?
Değerli dostum İsrail faşizmi üzerinden bir ahlak üretiyor!
Milyonlarca Filistinlinin kanına girip, yaşam haklarına "tecavüz" etmiş ve etmeye devam eden İsrail faşizminin ahlâkını kutsamak bir "şaşkınlık" olsa gerek.
***
Niçin yapıyor bunu?
Amerikalı Sarai Sierra'yı öldüren Türk'ün üzerinden ülkedeki ahlâki buhrana ya da dinsizliğe vurgu yapacak!
Ve ahlâkımızın İsrail askerinin ahlâkından nasıl da geriye düştüğünü anlatacak.
İslam'ın ahlâkı üzerinden açıklamak varken Amerikalı Sierra'nın cinayetini, İsrail faşizminin ahlâkı üzerinden açıklamak ne acıdır.
***
Evet, Amerikalı Sierra fotoğrafımızı çekti çıplak bedeniyle...
İçine düştüğümüz çukurun ve ahlâktan uzaklaşmışlığımızın resmini...
Ve dahi dinden uzaklaşmışlığımızın...
***
Ve ayna tuttu bize... İnsanlığımıza...
Tam da imparatorluk sarayının altındaki surların yıkıntılarının içinden.
Yıkılmış imparatorluğun....
"Tükenmiş" medeniyet tasavvurumuzun....
***
Öldürülenin ajan çıkması, fahişe olması, uyuşturucu alması ya da uyuşturucularla bir ilişkisinin olması için dua ettik adeta!..
Ki "Vicdanımız" rahatlasın!
Bir hafifletici sebep olsun!
Öldürülmeyi "hak edecek" bir illiyet keşfedilsin!
Peki böyle bir neden varsa bile bu şekilde ortadan kaldırılması ahlâki mi?
Ya da İslâm'la ne kadar örtüşür?
İslâm'ın Peygamberi ne derdi meselâ?
Ya da bir Mevlâna olsaydı, "Öldürülmeyi hak etmiş!" der miydi?
Ya:
"Kenar-ı Dicle'de bir kurt kapsa koyunu,
Gelir de adl-i ilâhi Ömer'den sorar onu..." diyen Hz Ömer ne derdi acaba?
"Ne işi vardı kadın kısmının tek başına uzak diyarlarda." der miydi?
***
Ne ilginç değil mi Sierra'nın öldürüldüğü yer?
Yedi yüz yıllık bir imparatorluğun yönetildiği Topkapı Sarayı'nın hemen eteklerinde.
Harabe surların dibinde.
Harabe... Yıkılmış... Viran olmuş... Köhne...
"İnsanlığımız" gibi...
Ve küstürdüğümüz "mahzun" medeniyetimiz gibi...
***
Bir medeniyet tasavvurunuz kalmayınca, "insan"da kalmıyor geriye demek ki...
Ve onun ahlâkı da...
Ve o ahlâkın üzerine inşa edilecek din de...
Zira öldürenden ahlâk neşet etmez.
Ve ahlak olmayınca din de...

***
Yaşanılan İslâm doldurmalı hayatın her alanını.
Şehrin kuytuluklarını da...
Harabe surlar da olsa mekân, nüksetmeli oraya da...
Savunmasız bir kadını öldürme "ahlâksızlığı" yaşamamalı izbelerde de...
Velev ki öldürülen "günahkâr" olsun.
***
Bir "ahlâk medeniyeti" tasavvurumuz varsa eğer, olacaksa ya da her ne nedenle olursa olsun savunmasız kadınların öldürüldüğü topraklarda ahlâk zuhur etmez...
Ve ahlâkın medeniyeti de...